Bugün bitkisel içerikler ile doğal kozmetik üretimi yapan Abtira Garden’ ı daha yakından tanıyacağız. Firmanın kurucusu doğa aşığı bir kadın girişimci Anna Batyra bize hikayesini anlatacak. 2011 yılında Türkiye’ye gelen Anna Hanım 2018’de İstanbul’da bulunan ofisini Çeşme’ye taşıyarak çok güzel bir işletme kurmuş ve ekibini büyüterek başarılı işlere imza atmış.

Öncelikle merhaba. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Detaylara inmeden önce, kısaca Abtira Garden markasından bahseder misiniz?
Merhaba ve ilginiz için çok teşekkürler.
Abtira Garden Türkiye’de çok yeni bir marka. Biz İzmir Çeşme’de beş kişilik küçük bir işletmeyiz.
Ürünlerimizin arkasında yatan fikir, minimalist, doğal, olabildiğince organik cilt bakım ürünleri olmasının yanı sıra, vegan, hayvanlar üzerinde test edilmemiş olması ve geri dönüşümlü ambalajlarla sunulmasıdır. Hem gezegenimize hem de bedenimize, özellikle cildin yaşamasına, nefes almasına ve yaş almasına saygılı ürünler verebilmek hedefimiz. Vücudumuzun ve cildimizin asaletli yaşlanması gerektiğine inandığımız için yüksek etkili ürünler üretmeye gayret ediyoruz. Ürünlerimizin, herkese mutluluk verecek muhteşem ürünler olması için her gün çalışıyoruz.
Profesyonel bir marka olarak kozmetik dünyasında yer alma kararını ne zaman verdiniz?
Abtira, 2017 sonbaharında, arkadaşlar ve aile için sade doğal kozmetikler yapan gayri resmi tek kişilik bir proje olarak doğdu, ancak 2018 sonbaharında – bu tür ürünlere talep geldiği için – profesyonelleşmeye karar verdik. Biz (Anna + Ceren), bir kimya mühendisi (Çağla) işe alarak 2019’un başlarında bir şirket açtık. Kısa bir süre sonra prosedürlerimizi resmileştirme sürecine başlamak için Pim Grup ile çalışmaya başladık.
Ürünlerinizde güvenliğe öncelik verdiğinizi biliyoruz. Peki güvenli kozmetik ürünler üretmek adına neler yapıyorsunuz?
Güvenliğin sağlanması, bildiğiniz gibi tam bir eylem zinciri gerektirir. Tüm aşamaların düzgün bir şekilde yürütülmesini sağlamak için çok çalışıyoruz. Bu sürece ürünü formüle etmekle başlıyor; en uygun hammaddelerimizi bulmak ve ideal şekilde kullanımını uygulamak için çok zaman harcıyoruz ve ardından en güvenilir tedarikçilerimizden temin ediyoruz.
Ayrıca kozmetik üretimi ve bir kozmetik şirketinin yönetimi ile ilgili resmi gerekliliklere de uyuyoruz. Şirketimizi GMP sistemine göre işletiyoruz. Bu, doğru personel / eleman gereksinimlerini, fiziksel üretim birimi / fabrika gereksinimlerini ve yönetim gereksinimlerini karşılamayı gerektirir. Tabii ki tüm ürünlerimiz Sağlık Bakanlığı’na bildirilmiş ve gerektiği gibi test edilmiştir. Özellikle şu anda Pim Grup ile üç alanda çalışıyoruz (i) Sorumlu teknik eleman (Ürünlerin UTS kaydı, ÜGDR’nın hazırlanması) (ii) GMP’ye uygunluk (iii) Ürün testleri.
Son olarak, içinde bulunduğumuz pazar ve bitmiş ürünlerimiz söz konusu olduğunda şirketimizde en önem verdiğimiz alanlardan birisi müşteri hizmetleridir. Küçük olmamıza rağmen müşterilerimizle her zaman; ürün içerikleri, kullanım şekli ve şikayetleri gibi konularda aktif iletişim içerisindeyiz.
Abtira Garden olarak doğal kozmetik üretimi yaparken hammaddelerinizi neye göre seçiyorsunuz?
Mümkün olduğunca organik, % 100 doğal içerikli ürünler hedefliyoruz bu yüzden hammaddelerimiz bizim için çok önemli. Bunun yanı sıra tüm içeriklerin okunabildiği ve anlaşıldığı ürünleri piyasaya sunabilmek istiyoruz. Hammaddelerimizi de bu çerçevede seçiyoruz. Ürünlerimizin içinde bulunan her yağ, kendine has amaçları doğrultusunda seçildi. İçeriklerinde paraben, EDTA, silikon, petrol türevleri, sentetik boya veya koku bulunmamaktadır. Su bazlı ürünlerimizde sadece doğal ve Ecocert onaylı koruyucuları kullanıyoruz.

Sosyal medyanın çağımızda en önemli kitle iletişim araçlarından biri olduğunu biliyoruz. Sizin sosyal medya hesabınızı incelediğimizde görsel açıdan bizi çok etkilediğini söyleyebilirim. Sosyal medya dışında farklı reklam araçları da kullanıyor musunuz?
Teşekkürler, sosyal medya sayfamızı beğendiğinize mutlu olduk! Bu doğru, sosyal medya bizim temel tanıtım kanalımız. Ara sıra seçtiğimiz pazar ve etkinliklere katılıyoruz. Bunun dışında 2019’un sonunda ürünlerimizi yavaş yavaş favori mağazalarımıza da (fiziksel ve online) yerleştirmeye başladık. Şu anda, bu kanalların satışlarımızı teşvik eden kendi pazarlama stratejileri var. Bu alanda biraz daha yapılacak işlerimiz var. Mevcut durumların nasıl gittiğini görmek istiyoruz; ardından ürün tanıtımları üzerine bir sonraki olası adımları düşüneceğiz.
Dünya ile Türkiye’ deki doğal kozmetikleri karşılaştırdığımızda Türkiye’yi bu konuda yeterli buluyor musunuz? Sizce neler eksik veya neler daha iyi olmalı?
Maalesef bu biraz acı veren bir konu. Türkiye’de doğal ve organik bir kozmetik şirketi kurmak çok zor. Kozmetik pazarı, düzenlemeler ve hammadde temini açısından büyük ölçekli kurulmuş işletmelere yönelik. Yerel olarak küçük miktarlarda ürünler üreten bitki uzmanlarının karşılayabilecekleri şekilde bir yasal hükümler yok. Burada durum biraz daha ‘hiçbir şey yapma ya da her şeyi yap’ şeklinde; insanları istihdam et, büyük bir tesis kur, vergilere tabi ol…
Kaliteli ve sertifikalı hammaddelerin küçük miktarlar şeklinde tedarik etmek ise başka bir engel, ancak bu yavaş yavaş değişmeye başlıyor, çok yavaş. Bunun şunlarla ilgili olduğunu düşünüyoruz; birincisi, ithalat düzenlemelerinin zorlu olması ve ikincisi, küçük işletmeler için piyasanın kendisinin yeterince büyük olmaması. Tedarikçilerin henüz küçük miktarları toplu olarak ithal etme ya da hammaddeleri kendileri küçük miktarlara bölme eğilimi yok. Ve bir kez ithalat yaptıklarında, tekelleşme benzeri bir statüye geliyorlar. Bu satıcının hakim olduğu bir pazardır, satıcının pazar gücünü elinde tuttuğu, sahip olduğu bir pazar.
Türkiye’de doğal içeriklerin üretiminin yerel olarak artması umut verici bir durum. Ülkede çok fazla botanik potansiyel olmasına rağmen, bu ürünlerin işlemesi sürekli göz ardı ediliyor. Anadolu, son derece değerli bitkiler ve bunların özleriyle (örneğin yağlar, uçucu yağlar) dolu ama yine de onları ithal etmek durumunda kalıyoruz, örneğin deniz topalağı (sea buckthorn), dikenli armut (prickly pear)… Tabii ki, mümkün olduğunca yerel hammaddeleri kullanmak istiyoruz fakat bu durumun bizim için bazı dezavantajları oluyor; yerel hammaddelerin organik olsalar bile organik olarak sertifikalı olmaması, ve çoğu hammaddenin temel evrak, analiz gibi eksiklerinin olması…
Geleceğe dair yeni projeleriniz var mı? Var ise bize kısaca bahsedebilir misiniz?
Yarım kalmış işleri bitirmekle hala çok meşgulüz, ama sona gelmek üzereyiz J 2020 için aklımızda bir veya iki formülasyon daha var. Ancak önceliğimiz mevcut ürünlerimizi geliştirmeye, özellikle daha iyi hammaddeler tedarik etmeye devam etmektir. Kalite bizim önceliğimizdir. Aslında, çok fazla ürünümüz var, üzerinde çalışacak (geliştirebileceğimiz) çok şey var. Şimdilik piyasada bulunan ürünlerimiz için gerçek bir farkındalık yaratmaya odaklanıyoruz.
Kozmetik Pusula ekibi olarak Anna Hanım’a kıymetli zamanlarını ayırdıkları için teşekkür ediyor, yenilikçi girişimlerinin devamını ve başarılı olmasını diliyoruz.
Abtira Garden markasını daha yakından tanımak ve bu hikayenin bir parçası olmak isterseniz, markanın online kanallarına göz atabilirsin. J
Güzel şeyler yapıyorsunuz daha dünyada olmayan şeyler de var ürünler tabiki ekip çalışması lazım bunun için ve deha lar lazım oda bizim gibi sizin gibi insanlarla tanışmak la olur